.
Menü  
  Ana Sayfa
  Euro 2008
  Fenerbahçe Tarihçesi
  Fenerbahçe 2007-2008 Kadrosu
Fenerbahçe Tarihçesi
Tarihçe



 

 

 

Kadıköy ve Fenerbahçesi;

 

 

Fenerbahçe’siyle, Caddebostan’ı Suadiye’si Moda’sı ile 
adeta bir rüya beldesi... Göz alabildiğine
 bomboş arsalarla yemyeşil çayırlara sahip bu yörede, 
doğanın insanları spor yapmak için sanki teşvik ettiği 
yıllar...

Ve de, İstanbul’un silüeti deniz üzerinde uzaklardan perde
 perde
 yansıyıp dalgalanırken, Fenerbahçe Burnu’nda 
yanıp sönerek yol gösteren bir fener Türk sporuna 
önderlik edeceği bir kulübe sembol olmanın da gururu
 içinde, Adalar’a, Marmara’ya, daha da ötesi uzak yıllara
 doğru aynı şevkle ışık saçacağı günlerin özlemi ile çakıp
 durmaya başlamıştı sanki... Ve de Kadıköy, o dönemlerde
 en güzel semti olan Fenerbahçesi’nin bağrından çıkaracağı
 takımını önce yakınlara, sonra da yarınlara armağan edeceği
 günleri bekliyordu gayri...

Kuşdili Çayırında İlk Futbol Oyunu;
İlk futbol oyununun, bugünkü anlamıyla ilk kez 1823 yılında
 İngiltere’de oynanmaya başlamasının üzerinden neredeyse
 yıllar ve yıllar geçmişti. Nihayet tarihler 1890’lı yıllara ulaştığında,
 Moda’da oturan İngiliz’ler de bu keyifli spordan iyice
 etkilenmiş ve o yemyeşil arsaların bulunduğu Kadıköy’ün
 geniş alanlarında, futbolu oynamaya başlamışlardı. 
Seyri çok keyifli bu oyunun, çevredeki Türk gençlerinde
 de ilgi uyandıracağı ve de bu sporu onlara sevdireceği 
pek tabii idi ve hatta da kaçınılmazdı. Ama ne var ki, o sıralarda
 süren monarşi rejimi nedeniyle Müslüman Türkler için cemiyet
 kurmanın ve hatta mevcut cemiyetlere dahi üye olmanın
 yasak olmasından dolayı, Kadıköy Çayırlarında top koşturan
 İngiliz gençlere yine ancak Rum gençleri eşlik edebilmekteydi.
 Yine de, hemen her akşamüstü bilhassa Kuşdili Çayırında
 yapılan bu futbol maçları ya da antrenmanları, Kadıköy halkının
 büyük
 bir
 kesiminin 
ilgisini 
çekmekte,
 genellikle 
akşamüstleri
 zevk için
 de olsa 
oynanan
 bu futbol 
oyunu için,
 Kalamış’tan, 
Moda’dan, Kuyubaşı’ndan, 
ve hatta Haydarpaşa civarlarından 
gelecek öbek öbek halkı, gününe 
ve hava durumuna göre küçük 
ya da büyük kümeler halinde
 bu oyunu seyretmeye yöneltmekteydi. 
Kadıköy halkının ekserisi ikindi
 sularında ayaklanır, günlerden Cuma ve Pazar değilse 
yani Kurbağalıdere’nin kenarındaki salaş tiyatroda 
Komik Hasan’ın tuluat kumpanyası oynanmıyorsa 
Kuşdili Çayırı’na doğru yola koyulurlardı. Yok, eğer günlerden
 Cuma ya da Pazar ise de, Moda’ya doğru ya da şimdiki 
Fenerbahçe Stadyumu’nun bulunduğu Papazın Çayırı’na 
doğru yola koyulurlardı (*1). Omuzdaş kılıklı, burma bıyıklı 
tüylü tüysüz gençler, yanlarında boy boy çocuklarla hanım 
nineler ve de orta yaşlı hatunlar, Arap bacılar, ahretlikler, 
kahvede pineklemekten usanan efendi kişiler, burada çayırı
 çepeçevre kuşatır, kadınlar getirdikleri kilimleri yayarlar,
 erkeklerin kimi toprağa bağdaş kurar, kimi büyükçe bir 
taşa oturur, kimi ayakta dururdu. Sucusu, dondurmacısı, 
kağıt helvacısı, simitçisi, baloncusu, Eyüp oyuncakçısı 
velhasılı satıcıların her çeşidi burada arzı endam eyler
, burayı adeta panayır yerinden farksız kılardı. Ortadaki 
saha olacak alanda ise, kapı gibi gövdeli, başları açık, 
renk renk gömleklerinin kolları sıvalı, göğüsleri fora, bacaklarından
 dizkapaklarına kadar şortlu bir alay adam soluk soluğa
 koşuşurlar, birbirlerine çarpıp çarpıp, alt alta üst üste 
mecelleşirler, güya da top oynarlardı. Oynanan bu futbollardan
 örnek alan bazı gençler, Kadıköy’ündeki arsalarda ya da
 geniş çayırlarda onlar gibi top oynamaya heveslenir, karman
 çorman bir biçimde, bir harradır bir gürradır gider, topa en
 çok vuranla onu en havalara yükselten erbab sayılırdı
. Ne var ki bir süre sonra, bir başka deyişle 1900’lü yıllara 
iyice yaklaşılmasıyla birlikte, Moda’da oturan İngiliz gençlerinin
 artık modern futbolu oynamaya başlamaları ve dolayısıyla
 da oynadıkları futbolu daha seyredilir bir halde sunmaları, 
kendilerini hayran hayran seyreden Kadıköy’lü gençlerin 
yüreklerinde birtakım kıpırdanmalara sebep oluyor, onlar 
gibi organize bir takım kurma isteklerini ise, vazgeçilemez
 bir tutkuya dönüştürmeye başlıyordu.

Kadıköy Football Association ;
1890’lı yıllarda İstanbul Moda’da yaşayan İngiliz ailelerinden 
La Fontaine, Giraud, Whittall, Charnaud, Pears, Armitage 
aileleri Kadıköy ve Moda’nın çayırlarında kendi aralarında
 bu oyunu yeni yeni oynamaya başladıklarında, İzmir’de 
yaşayan İngiliz aileleri, Bornova çayırlarında bu oyunu çoktan
 oynamaya başlamışlardı bile (*2). Zira sosyal ve idari
 bakımdan payitaht İstanbul’a uzak ve rahat iki şehir olan
 Selanik ile İzmir, 1870’li yıllarda Osmanlı’nın futbol oyunu
 için ilk taraftar bulduğu toprakları oluyor, futbol oyunu o 
dönemlerde dini inançların da etkisi ile Müslüman Türkler
 arasında gelişemediğinden, böylece de Osmanlı toprakları
 üzerinde ilk defa gayrimüslim ve levanten 
(ülkede yerleşmiş bulunan yabancı uyruklu) vatandaşlar
 tarafından oynanıyordu.

Moda’da futbolla tanışan ilk ailelerin İstanbul’da İngiltere 
elçiliği personeli görevlileriyle aralarında yaptıkları maç 
rekabetini, 1894 yılında İzmir’de “Football Club Smyrne”nin
 kurulması ile birlikte İstanbul - İzmir rekabeti izlemeye 
başlıyordu (*3). İzmir’de futbolun öncülüğünü yapan 
James La Fontaine, 1889 yılında İstanbul’a yerleştiğinde,
 Kadıköy’de İngilizlerin futbol-rugby karışımı bir oyun oynadıklarını
 görmüş ve onlarla kısa zamanda dostluk kurarak, daha iyi
 bildiği futbol oyununu onlara kabul ettirmişti.
 Tarihler 1897 yılını gösterdiğinde, James La Fontaine ve 
arkadaşları Kadıköy yakasında ilk kez bir futbol takımı olarak
 Kadıköy Football Association adı altında toplanıyor, takımı
 oluşturan İngiliz, Rum, Ermeni gençleri, genelde İstanbul’a
 sefere gelen İngiliz gemicilerle oynadıkları oyunlarını
 Kadıköy’ün çayırlarında sürdürüyor, ve her akşamüstü
 (ilk bölümde geniş bir biçimde sunduğumuz) o kalabalık 
izleyici kitlesine de seyrettiriyorlardı. Bu müsabakalar 
halkın öylesine ilgisini çekmişti ki “Football Association” takımı,
 iki yıl içerisinde “İzmir Karması” ile karşılıklı olarak futbol
 maçları yapmaya yönelmişti.

BLACK STOCKING FC”Kuruluyor ;
Ne var ki, Sultan
 2. Abdülhamid’in 
padişahlığının sürdüğü
 o dönemde,
 mevcut monarşi 
rejiminin korunması
 amacıyla Türk 
gençlerinin dernek 
kurmaları yasaktı. 
Bu durum ise,
 yabancı
 ve azınlıkların top
 koşturdukları kendi
 topraklarında futbol 
oynamanın imkan 
ve zevkinden mahrum 
olan ve onların aralarına
 karışarak oynamak 
istedikleri bu cazip oyunu 
ancak gıpta ile seyretmekle yetinen Kadıköylü 
Müslüman Türk gençleri arasında, sadece üzüntü
 değil aynı zamanda tabii ki öfke ve hırs da uyandırıyordu.
 İşte her türlü tehlikeyi göze alan bu gençlerden, deniz
 öğrencisi Fuat Hüsnü (Kayacan), eski hariciyecilerden
 Reşat Danyal ve Mehmet Ali ile, Kuşdili’nde Papazın Çayırı
 adı verilen topraklarda meşin yuvarlağa vuruşlar yapan
 arkadaşları bu özlemin sona ermesini amaçlıyorlar, ve
 1899 yılında da, devrin hafiye ve jurnalcilerinin dikkatlerinden 
kaçmak ve hışımlarından korunmak amacıyla bir İngiliz adı
 altında Black Stocking FC (Siyah Çoraplılar Futbol Kulübü)‘nü 
kuruyorlardı. Ancak siyah çorap ve kırmızı üst formaları ile
 Türk gençlerinin oluşturduğu bu ilk Türk spor ve futbol
 topluluğu daha ilk maçlarında hafiyelerin baskınına
 uğruyor ve hemen dağıtılıyordu.

1899; Fenerbahçe’nin Gerçek Kuruluş Yılı
Burada dikkati çeken en önemli nokta; Fenerbahçe Spor Kulübü’nün
 Black Stocking FC ismi altında 1899 yılındaki bu ilk girişimindeki
 öncülük yapan gençler ile, ilerideki yıllarda kurulacak olan
 Kadıköy Futbol Kulübü (1902) ve Fenerbahçe
Futbol Kulübü
 (1907) ismi altında toplanan gençlerin genelde aynı kişiler
 olacağıydı. Dolayısıyla FENERBAHÇE KULÜBÜ kuruluşunu
 gayri resmi olarak 1899 yılında gerçekleştirmiş, ne var ki
 iki kez kapatılmaları nedeni ile faaliyetlerine, ancak resmi kuruluş
 yılları olan 1907 yılında geçebilmişti. Görülen odur ki;
 Black Stocking F.C. ya da Kadıköy Futbol Kulübü isimleri, 
amaç karşısında birer araçtırlar (*4). Ayrıca İstanbul’da
 kurulan futbol kulüplerinin listeleri incelendiğinde de; 
Moda Futbol Kulübü (1896), Cadi-Keuy Football Club (1899)
 ve Imogen (1900) takımlarının İngiliz uyruklular tarafından,
 Elpis (1900) takımının Rumlar tarafından, Black Stocking 
(1899), Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe kulüplerinin 
ise Osmanlı uyruklular tarafından kurulmuş oldukları da 
zaten görülmektedir.(*5)

 
   
 
   
 
 
TV'de Bugün

FeNeRbAhÇe

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol